21 Mart 2010 Pazar

sır



Hayat bir oyundur diyorlar. Doğru mu?

Her insan hayatında biraz ölmüştür.
Ben de öldüm.
Hayat bir oyunmuş. Oynamak için bile benzeyememişim onlara. Atılmışım. Olsunmuş. Benzemezsen benzeme demişler, hatta benzer misin, benzemez mi?
Canım yanmış. Yansınmış.

Fazlasından ağlarmışım dalgalar kadar. Dalgalarımda sürüklenirmişim. Kumsala vurup kızarmışım. Parçalanırmışım. Sonunda üstünden yürünen bir çakıl taşı olmuşum. Alınıp denize atılmak gibi başka bir dilde bir aşk ummuşum.
Bir Sırrım varmış. Susmuşum.
Şekli gizli çakıl taşları da ölümler kadar sır saklarmış.
Ben de her çakıl taşı kadar ölmüşüm.
Dalgalar yavaş ve hızlı, sürüklemiş sırrımızı.
Ölmüşüz. Ki bu zaten kolaymış.

Kız en güzel, en hafif giysisini giymiş. Oğlan renkli bi dünya boyamış. Çok ayıp olmuş.



sana büyük bir sır söyleyeceğim
korkuyorum senden

korkuyorum yanın sıra gidenden
pencerelere doğru akşam üzeri

el kol oynatışından
söylenmeyen sözlerden

korkuyorum hızlı ve yavaş zamandan
korkuyorum senden

sana büyük bir sır söyleyeceğim ,kapat kapıları

ölmek daha kolaydır sevmekten

bundandır işte benim yaşamaya katlanmam

sevgilim

Hiç yorum yok: