13 Mart 2010 Cumartesi

parkur şiirleri

özlemle beklenen güneş, binbir nazla parmak ucunu gösterdiğinde, ortaklar caddesinde bir urmuş gibi duran, ufacık parkıma koştum. parkta her öğleden sonrası gibi; yaşlı iki teyze alışveriş sonrası dedikodu yapıyor, iki sevgili bir köşede oynaşıyordu. güneşi gören bir banka oturdum, bir sigara yaktım, kitabımı açtım. bu kalan son beş sayfayı keyfim yerinde okumak istiyordum.
ilk sayfayı yeni geçmiştim ki iki damla düştü sayfalara. kafamı kaldırıp teyzelere baktım. farkında değillerdi. sevgililer dünyayı umursamıyor gibiydi. yukarı kaldırdım başımı... birşey görünmüyordu.
yağma, dedim içimden, lütfen öğle tatiline 3de ancak çıkabildim en azından 15 dakika yağma! muzırca saklanmıştı yağmur damlaları. tekrar kitaba döndüğümde, oyuncu çocuklar gibi, gelmeye başlayan pıtır pıtır ayak sesleri hızlandı.
önce teyzeleri, sonra sevgilileri kaçırdı.
inat ettim. şartlar ne olursa olsun, bu kitabı bitireceğim!

ortaklar caddesinin parkurunda, şakır şakır yağan yağmur altında, saçlarından sular akan bir kız oturuyordu.
yaprakları çevirdikçe yırtılan kitabın yaprakları, sırılsıklam...
inatçı kızdı vesselam.

Hiç yorum yok: