27 Nisan 2010 Salı

ufuk çizgisi



Gecenin bir yarısı kafam bi dünya aradım. Açmayabilirdi, buna da alınmazdım.
Onu kendimi bildim bileli tanıyordum. Belki de onu gördüğümde işte ben de böyle bir şeyim dediğimden beri...
Kocaman bir kalabalıkta, birbirimizi sezip, yapışmıştık ilk günden. Eğitim için yerleşmiştik otele ve ilk dışarı gecesinden sonra oda arkadaşlarımızı değiştirip birlikte kalmaya başlamıştık. Herkes sevgili olduğumuzu sanırdı. Biz de bunla eğlenirdik. Eğitimden sonra on sene hiç görmedik birbirimizi. Sonra bir gün hiçbirşey olmamış gibi karşılaştık. Cümlelerimizde onlarca ekstra özne, yüklem ve fiille kaldığımız yerden devam ettik, sorgulamadık.
Dün gece, çok içmiş olmanın da etkisiyle, ilk o aklıma geldi, aradım, duymadı. Tam sızacaktım ki beni aradı.
Uyuyor muydun? dedi.
Sızmak üzereyim, dedim.
Geçenlerde seni aradım Mazhar Fuat Özkana gidelim diyecektim. Hatta konserde de aradım duymadın dedi.
Tek seferde açıkladım
Aşık oldum.
Kim? şu art direktör mü?
Hayır, dedim Olma olasılığı yok ama engel de olamıyorum kendime.
Gülümsedi. Gözlerim kapalıydı ve çok alkollüydüm, o İstanbulda, ben Ankaradaydım, ama o kadar çok sarhoş olmuştuk ki birlikte, böyle birşey söylediğinde nasıl güldüğünü görmem için yanında olmama gerek yoktu.
Aşık olmak iyidir pınarım dedi, insana yaşadığını hatırlatır. Ayrıca biz ne zamandır olasılık hesabıyla aşık oluyoruz ki?
Gülümsedim. O da benim gülümsediğimi gördü eminim.
Geliyor musun İstanbula? dedi.
İzmirden çağırıyolar ama seni de çok özledim erken dönebilirim İstanbula dedim. Durdu.
İzmir çağırıyosa durup düşünmezsin sadece gidersin. İstanbul burda ben bekliyorum başını, sen İzmir'e git gel dedi.
Seviyorum seni dedim.
Hadi uyu dedi. Sesi bir yandan saçımı okşuyordu.

Yıllar önceydi. Eğitimin son günü Babylonda bir partide kafa kafaya verip sızmıştık. Bizi dürtüp uyandırmışlardı ortalığı temizleyenler. Odaya geldiğimizde meşhur siyah gömleğinin baştan aşağı kusmuk olduğunu sanmıştım. Aslında partide dibinde sızdığımız mumlar akmıştı üstümüze. O kadar sarhoştuk ki, gülmeye başladık ve durduramadık kendimizi. Bir süre düştüğümüz yerden hem gülüyor hem ağlıyorduk. Hüzünlü bi andı. Son günümüzdü ve belki bir daha bir arada olamayacaktık.
Aynı ses tonuydu, yine saçlarımı okşamıştı.
Hadi uyu

1 yorum:

Elaksiphenidis (Orkun Sevinç) dedi ki...

Sayın Psişik

Ben Elaksiphenidis. Yasal Ahlaksızlık adlı yazıma yorum yaptığınız için çok teşekkür ederim.

Şahsi bloguma yazı yazmaya çok vakit bulamıyorum ancak, www.dametab.com ve www.politikadergisi.com sitelerinde Asım US mahlasıyla yazılarım mevcut , bilgilerinize.

Saygılarımla