13 Nisan 2010 Salı

"Uzak Fesleğen" | Jan Ender Can

uyandığımda yeni uyumuştu yalanların,
gerçeklerin henüz ben uyanmadan çıkmıştı,

boğazıma düğümlenmiş gece'nin sağanak saçları,
inlerken sokaklarda,
çözüp düğümlerini o küçük kızın,

hıçkırarak ağlamıştı.

cevapla ömrümü!


Jan Ender Can, ışığı emen karanlıkların derin doğruluğudur. Kelimelerin özüne tutunmaktır. Tüm acıları anlamlarına gömebilmek ve orada onlarla ölebilmektir.
Onun ilk okuduğum şiiri; Uzak Fesleğen.
Öyle çok gece, öyle çok gözyaşı ve aynı kelimelerde atlayan öyle çok gözbebeği vuruşu vardı ki üstünde, sonunda biraz Jan, biraz uzak, biraz fesleğen olmuştum. Esip, esinlenip, Jan'mış gibi yapmıştım.
Üstteki benim esinim, alttaki Jan Ender Can'ın orjinal Uzak Fesleğen'i. Bazıları karıştırıyorlarmış. Belirtelim istedim.
Hatırlıyorum da, yağmurun inadına şemsiyesiz ve yalnız bir geceydi. Hera'dan Karga'ya inmiştik ağır aksak. Ağır bir Kadıköy karanlığı vardı. Belki ondaki karanlık yüzünden daha kararmıştı gece, belki de Radiohead çaldığındandı. Dünyadaki tüm biraları içmek geliyordu içimizden. Islak, soğuk, yalnız kalmış anılar yağarken masaya içimizden geldiği gibi konuşuyorduk. Acılarımın bir yerinde durduk yere Uzak Fesleğen demiştim de, o da yanıtlamıştı;

"Gerçekten acıtıyor değil mi?"




cevapla ömrümü
sevmezsen
en ihtiyar yerinden tut
eskicilere ver
seversen
menekşelerin kadife düşlerine gizle
ama içimizden ve içimizde
ne ölürse ölsün
yalnızca yağmurlu günlerde
sana yazılan bu mektubu
okunma günü gelmeden
delirmek zorunda bırakma
sana yazdığım gökyüzünü
yalnız bırakma, uç!
cevapla ömrümü

ben senin balkonunda oturum
sen benim defterlerime bakarsın
içimdeki uçurumun dibi ayağa kalkar
içindeki dağın doruğunu öper
sevdiğin şarkıları dinleriz
sevdiğim küfürleri edersin
sana dokunurum
sen dokunmamı avuçlarına yaslayıp
yemin edersin
sen yemin ettikçe
benim kalbim sarsılır
benim kalbim sarsıldıkça
senin dudakların uzar
çayırların manasını çatlatmak için
koşan taylar gibi koşarsın aklımda
delirmek için adını öpüp uyanırım
cevapla ömrümü

gidersem
korkudan ayakların eriyinceye kadar
peşimden gel
gidersen
seni göremediğim her günün ortasına
gözlerimi doğrarım
ve biz kaybedersek
sonumuz bir fesleğen için
kimsesizliğin ağzını ağzına alıp
kıyamet günü gibi haykıran iki ayrı gece olur
cevapla ömrümü

bana yaralarını ver
veya kanamak için al! kanımı kullan!
bana
bir denizin bir çocuğun incinmişliğini
dalga dalga tasvir ettiği gün gibi sarıl
gözünü hiç kırpmadan
ruhuma ruhum dediğin o gün
kainattın taşakları genişleyinceye kadar
sevişirim seninle
yanlış da olsa cevapla ömrümü

adresim;
hiç yağmamış yağmurlar caddesi
ölüp gitmiş herhangi bir şair sokak
no; 8 Sanki Beyrut

Hiç yorum yok: