21 Nisan 2010 Çarşamba

en son ne zaman birini uyurken seyrettin?

burada sorgulamak istediğim; birlikte çok içtiğin için yan koltukta sızan arkadaşını izlemek değil tabi. sevgi ve özlem dolu bir seyirden bahsediyorum.
birini uykuda böyle seyretmek için meksika sınırına oldukça yaklaşman gerekir. uykuya karşı koymak, tamamen tek taraflı bir seyir hali, karanlıkta onu sezme çabası...
birini seyretmek istiyorsam, onun da bana bakıyor olması tercih ettiğim bir durum değildir. karşılıklı birbirimizin gözlerine bakmaktansa, çaktırmadan seyretmeyi tercih ederim.
ama uykuda birini seyretmek?
işte bu merkezden oldukça uzaklaştığının kanıtı değil midir dostum?
yorgun olmana rağmen, yatak serin, yanındaki de sıcak olmasına rağmen uykunun seni kollarına alıp uyuşturmaya hazır beklemesine karşı koyup, kaç kere, yanındaki adamın saçındaki beyazları, sakallarının yaptığı helezonları, boynundaki damarın atışını, kirpiklerini seyrettin ki? saçındaki beyazlarla ve benleriyle tanıştın teker teker?
teninin esmerliğini dilimlemeden ısırarak yedi gözlerin?
nefesini korkusuzca ve bıkmadan dinledin?
uykuya hangi nefeste dalacağını tahmin etmeye çalışıp, uykudaki titremelerin ne anlama geldiğini düşündün? ve o anlamlar murathan mungan'ın şiirlerini hatırlattı sana?
kim o kadar heyecanlandırmıştı seni hatırlıyor musun?
ruju dudaklarımda bir tur attırıp aynaya baktım.
hayır! dedim, inan hatırlamıyorum.

Hiç yorum yok: