11 Haziran 2010 Cuma

yeşilrüzgaresecekherzamankinden

nereden başlayacağımı bilememekle beraber başlama hevesindeyim hayata.
neresinden başlanır? dışarının dışında bir hayat yaşıyorum günlerdir; seanslarım ve derslerim dışında neredeyse çıkmıyorum. bu dönem böyle olmalı dedim ya kendime ondan, şu sıralar yani. zor iyidir. bilmediğim şarkılar keşfetmek ve açılmak istiyorum varacağım limanı, eseceğim rüzgarı bilerek, hissederek. şimdiye kadar nasıl estiyse rüzgar yine aynı esecek, sen de. ne güzel bir sabah oldu bu, uyandım, çalışmaya başlayacaktım 12.30 daki seansım için, başlamadan mesaj atayım dedim 12.30 mu diye? evet dedi, bu sabah görüşmesek. içten içe mutlu oldum, okuyordum çünkü hemde yazar gibi. o yazılar kahvesiz gitmiyor, bir yazı bu kadar mı kahvesiz gitmez, ne güzel gitmiyor. malum, bazen engeller seni bazı detaylar, engelleniyorum uzun zamandır. elimi ayağımı çekmeye karar verdim işten güçten, çünkü sınava hazırlanmam gerekir. yeter çelmeleri, kalkmam lazım artık. tabi çalışmıyorum tam anlamıyla ama en azından ne güzel bir sabah oldu bu sabah, ben yine bi yerlerde. bu sabah herkese tanıdık bana yabancıydım, çok yabancı, öyle ki tanıyanlar anlatırlar. sordum, gülümsüyordu. geçen gün metrobüsteydim, kulağımda bir şarkı ve aklımda biyerler. o yerler ve o şarkı nasıl kesişti öyle hayret ettim. kendimi kandırmadım, hoşuma gitti. bazen kızmak lazım dünyaya, kız dünyaya. köprüden geçiyorduk tam da, boğaz yine tahrik ediyordu. sonrada kendi üzülüyordu. tabi değişmiş sonraları ama öyleydi ve öyleyken öyleydi, hoşuma gitti. bir şey söyleyeyim mi? ortak bilincin alakasız köşelerinde takılmaktan ne mi anlıyorum? olmak mı? çünkü herkesin yolu buralardan geçiyor, ama hiçbiri yolunda gitmiyor, ben bile. yolunda gitmeyen yolların hikayesine de hayat deniyor, yoksa sıkıcı olurdu. ben arada yoluma uğramaya çalışıyorum, baksana herkes marjinal! ne anlamı var o zaman hissetmediğin gibi yaşamanın? itiraf ediyorum dünya, sanırım ben marjinal değilim. susayım susayım kimse duymasınmış. evet evet utanıyorum kendimden, ben hak etmiyorum yolsuzluğu. asın beni, ya da asmayın kulak asmayın bana hak etmiyorum, umursamayın beni. bu da benim çabam sanırım? evet bakınca öyle, aslında düşününce de öyle. o zaman öyle olsun. geçenlerde okumuştum ya: herkes farklı olmak ister. güzel bir sabahtı bu sabah, elbette tersinden kalkanlar vardı yine ama kalkansızım bu sabah, ilgilenmiyorum tersi düzü kalkanlarla. ben şarkımı dinledim sanki mecburmuş gibi, ama hoşuma gitti. bu sabah bir sürü şey hoşuma gitti, hiç bilmediğim halde akdenizli olasım geldi.
ak.
deniz.

Hiç yorum yok: