11 Eylül 2009 Cuma

serbest bağrışım

Hayat renklendirmeye çalışsan da aslında sıkıcıdır. Bazen bir renge takılırsın, ama her renk,(kırmızı bile) aynı olduktan sıkar. Dolanırsın hayatın boyunca, hayatın renklerinde... Ama hep melek olmaya çalışırsın.

Oysa ölüm, eğlencelidir. Fantazileri vardır, adrenalini, kafaya konmuşluğu ya da aniliği, bilinmezliği çeker de çeker... Üstüne filmler yapılır, kitaplar yazılır kısaca sanattır. Korkutur, ağlatır, yakartır, heyecanlanılır... Rahatsız olunur ama yine de izlenir. Çılgındır, delidir, mecnundur, manyaktır. jack Nicholson, Al Paçino canlandırır. KüLt diye oturur kalbine, KüT KüT attırır. Seksidir. Akıllıdır. Şeytani bir yanı vardır.

Melekler beyazdır. Türk filmlerinde; aptal ama iyi niyetli kızların adı Melek olur. Gözlerini koca koca açarlar. Oya Aydoğan'ın gençliğidir, Esem Püsküllü'dür. Evlenip mutlu mesut yuva kurmak en büyük emelleridir. Emel'e Sayarsın.

Meleklerin arasında Şeytan tek durur. Kırmızıdır, acıdır, yakar. Ateş kırmızısı ya da Alev... ki Banu Al/kan oynar.

Bazen, bunları düşünüp, kafanı dağıtırsın. Seni korkuttakları cehennem hayattır ve sen kazılmış yolların, stresin, sinirin, kemiğin iliğin arasında yalnız kalmaya sürersin inadına. Etrafı sanki zombiler ya da canavarlar sarmıştır. Sinüsler doludur, başlar ağrır, sinüsler kosinüslere karışır.

Yağmurun yağdığı, sellerin aktığı bir akşamda, camdan baktım, bunları düşünürken, dinledim. bana; it's a very very. mad world. diyordum.

happy birthday!

Hiç yorum yok: