17 Eylül 2009 Perşembe

presslenmiş kadınlar


Bazı erkekler çok kadın sever. Burada bahsettiğim; bir kadını çok sevmek değil, birden çok kadını aynı anda sevmek, hayatında tutmak, kadın veya bir anlamda ilgi bağımlısı olmak. Bu kadınların hepsine tek olduklarını hissettirip hiç bir zaman tek kalmalarına izin vermemek, her yeni gördüğünü eklemek.
Böyle adamlar Tarık Akan'ın, Gülşen Bubikoğluyla çevirdiği, önüne gelen kıza aşık olduğu "Ah Nerede?" filmindeki gibi o kadar çok kadına "sözde" aşıktır ki, yalancı çoban olmuştur. Gerçekten aşık olduğunda bile inandırıcılığı kalmaz.

"Erkek dediğin, çocuk irisidir" diyen anneler tarafından yetiştirilen ve ömür boyu çocukluğa hapsedilen ya da çocukluğa saklananlardır çoğu. Olgunlaşmamış ve ham kalmışlardır. Karşılaştığı her kadını potansiyel gören, tavlamak için gerekirse şiir yazan, gerekirse entel, gerekirse dantel olan, her kadını özleyen, biraz önce asıldığı kadını, yanına gittiği yeni kadına kötüleyen, hayatında bir kadın değil, kadınlardan oluşan bir futbol takımı isteyen adamlardan bahsediyorum. Kadınlara maç mantığıyla bakan;
gol ve skor!

Peki bir erkek, bu kadar kadını, nasıl hayatında tutar?
Afilli bir kokteyl bardağında ve üst üste sıkıştırarak tabi.
Tarif sandığınızdan da basit aslında.
Asil ve yedek kız arkadaşlara karar vermekle başlayın. Asil kız arkadaşları bardağın dibine aralarına birer limon dilimi olacak şekilde yerleştirin ki araları limoni olsun, nefret etsinler birbirlerinden, iletişim kurmasınlar.
Böylece zor durumda kaldığınızda, bir kaç yalan darbesiyle sıyrılabilesiniz. Tarifin püf noktası; ne kadar rahat yalan söyleyebildiğin aslında. Yalan üstünde yakalansanız dahi gözlerinin içine bakıp serinkanlılıkla inkar edebilmelisiniz. Temeli oturttuktan sonra, üzerine istediğiniz sıcaklıkta, istediğiniz çeşniyi katıp çalkalamadan tüketmek kalır geriye.
Alkollü içkiler için temel felsefeyi aklınızın bir ucunda tutmayı unutmayın; fazla karıştırmak iyi değildir. Zira presslemenin de handikapları vardır;
Kız arkadaşlardan biri çok akıllı çıkabilir, meraklı çıkabilir, gözünün içine baka baka yalan söylesen bile, yalanını yutmayabilir, fazla keskindir, küpüne zarardır.

Velhasıl bir de bakmışsınız ki yıllar yılı biriktirip, ne emekler ne yalanlarla presslediğiniz kadın kolleksiyonunuz, çatlamış bardaktan sızıyor. Çatlak bardaklar da tuzla buz olmaya mahkumdur. Bu risk her zaman vardır.

"Nasıl olsa bardak bedava, kadın dediğin de bir kahve ya da tatlı söze" diye bakıyorsan yoluna,
dertler; bu durumu dert eden benim, çile; presslenmiş kadınların, bütün kadınlar; eninde sonunda senindir çapkın erkek.
Yolun açık olsun.


dip/çik:
teoman "zampara'nın ölümü" adlı ölümsüz eserinde dediği gibi ;
"Çok Kadın, Hiç Kadındır"

Hiç yorum yok: