Canım arkadaşım Nihan,
Seni tanıdığıma hep çok seviniyorum.
Birlikte geçirdiğimiz her anı, içimi ısıtan bir özlemle ve kocaman bir gülümsemeyle hatırlıyorum.
Yanımda olmasan bile, varlığını hissetmek içimi rahatlatıyor.
Son zamanlarda sıkça aklıma geldin.
İçimde bir yer seni görmek istedi.
Göremiyorsam, yazayım dedim ben de...
Bugünlerde kendimi biraz senin bir zamanlar olduğun gibi hissediyorum.
İstanbul’dan usanmış...
Kalabalığından, gürültüsünden, bitmeyen telaşından, düzensizliğinden, düşüncesizliğinden, bencilliğinden...
Ve İstanbul...
Hani bazı eski sevgililer vardır ya yakandan düşmez, laf anlamaz, seni bıktırır, ne kadar uzaklaşsan da peşinden gelir...
İşte İstanbul da bazen tam böyle geliyor bana.
Ben kaçtıkça, inadına yapışıyor yakama.
Arada kendimi gaza getirip,
“Bak şu güzelliğe, şu mistikliğe!” diyorum...
Ama sonra İstanbul’a bakıyorum;
ve sanki üzerinden binlerce medeniyet geçmiş, çok yıpranmış, çok kullanılmış, artık parmağını oynatacak hali bile kalmamış bir kötü kadın gibi...
Öylece yatıyor. Suskun. Bitkin. Yorulmuş.
Bir süre sosyal medyayı kapattım, kafamı dinledim.
Ama sonra bir yerle numeroloji eğitimi için anlaştım ve mecburen geri döndüm.
Bu sene 50 oluyorum.
50 gibi hissetmiyorum desem de...
Bedenim çabuk yoruluyor.
Kafam, kalabalığı kaldıramıyor artık.
Daha çok uyuyorum.
Daha az konuşuyorum.
Bedenim İstanbul hayatından sanki emekli olmuş gibi.
Kafamın tam olarak algılamasını bekliyor sabırsızlıkla.
Beni bugünlerde heyecanlandıran tek hayal:
Yürüyerek denize gidebileceğim, bahçesini ekip biçebileceğim, içinde kendi dünyamı kurabileceğim, meyve sebze bahçeli atolyeli, bahçe içinde denize 100 metre mesafede, iki katlı bir ev...
Benim rüyaları, falları bilirsin.
Rüyamda evin inşaatını yaptım bir ara sürekli. İstanbula geldiğim 2020de görmeye başladım bu rüyaları. 5 senedir belli aralıklarla gidip tuvaletlerini, alt kat havuzunu, dekorunu falan yapıyorum. (Pansiyon gibi bir kısmı da var sanırım)
Olduğum anı kaçırmamaya çalışarak,
Ama bir yandan da durmadan o evi bekliyorum.
Seninle,
senin bulduğun, bilinen ya da bilinmeyen herhangi bir mekânda;
sıradan ya da sıra dışı herhangi bir yemeğin yanında;
sakin ve sıcacık sohbetle bezeli güzel bir ziyafet çektim zihnimde.
Beynim, bunun gerçek olup olmadığını anlayamadı bile.
O kadar gerçekti ki... çay içerken çevrede sigara içenlere bile söylendin :)
Ve beynim Nihan Sigara klasörüne aslında olmayan ama benim yarattığım bir anı kaydetti.
Kaç gündür içimden sana yazmak geliyordu. Kendime ayırabileceğim yarım saat bulunca oturdum seninle bir paralel evren buluşması yarattım.
Aden içerde bir yandan ders çalışıp bir yandan şarkı söylüyor.
Bir anda senin sesini duyuyorum.
"Sadece hayatında farklı bir aşamaya geçtin. Yeni bir aşamaya. Yeni olması kötü olduğu anlamına gelmez. Alışınca hayatın bu olacak. Ve emin ol. daha güzel olacak. "
Sımsıkı sarıldım.
Öpücük