işler uzayıp,eve geç geldiğinde, kedilerini henüz uyanmış ve oynamaya hazır bulursun. Eğer bugünkü gibi birşeyler yazman gerekiyorsa ve evde başka parmak barındıran yoksa, sizden de yüz bulamayan hamur, çamuru sıkıştırıp, kovalamaca oynamaya başlar. patur putur koşup bir yandan perdeleri ve havluları indirirler. halılar dağılır. dışarı bırakırsınız oynasınlar diye, biraz oynayıp cama yapışırlar. camı açarsınız, içeri girmezler. uzanıp almaya çalışırsınız geri çekilirler. yedikleri boku bilmektedirler. sesinizi yumuşatıp seslenirsiniz. ama işe yaramaz. dışardan buz gibi soğuk gelmektedir. doğalgaz iki aylık 340 gelmiştir. ve hamur önce miyavlayıp şimdi camı açınca geri çekilmektedir. beklersiniz ama girmez.
burjuva yazar olmaz, diye gülümseyerek söylenmektesinizdir.
camı kapatıp yerinize oturursunuz. sıcak su torbasını kucağınıza alırsınız. üstünüze battaniyenizi sararsınız. ayakları da sehpaya uzatınca, şelaleden saçlarıyla melaike sultanın sudan adasının etrafında dolanmaya ve sohbetlerinizi yazmaya hazırsınızdır değil mi?
(ne zaman şelale görsem, suyun intiharı gelirdi aklıma)
hayır!
Hamur var gücüyle, zıplayıp, bağırmaya başlar.
O an, sizinle oynadığını anladığınız andır.
ve işte o zaman kalkarsınız ama camı açmak için değil, dostum. kulaklıklara uzanıp, sonra da müziği son ses açmak ve onu duymamak için.
camın önüne yürüyüp nina simone, I feel good eşliğinde kedinize hareket çekersiniz. hatta tek elle yapılan, parmaklar arası bir baş parmak sallaması yetmez, bileğinizi yalayıp şaak diye cila çekersiniz hareketinize.
bunu al sen hamur diye haykırırsınız.
hamur kocaman gözleriyle size bakmaktadır. kanepeye oturur, müziği son ses açarsınız, yazarsınız. Yazarsınız, yazarken, hamurun sesi artık, kulaklıktan gelen müzik sesini bile bastırmaktadır.
Neyse ya, komşulara ayıp olacak. en iyisi şu camı açayım ben.
oyun
en son ne zaman ilk aşkını bıçakladın
bir kızın kalbinden?
o zaman en masumunuz
ilk aşkına sıksın
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder