Yaşanan bazı şeyler vardır. Yaşarken ne olduğunu anlamazsın. Bu sayfayı yazarken başkaları için yazdığımı sanırken yollar sonra kendime yazdığımı fark etmem gibi.
Bazı dostluklar vardır. On yıl görüşmeyip tekrar karşılaştığında hiç ayrı kalmamış gibi kalındığı yerden devam edilir.
Bugün akşam Yang'i gezdirirken,
hayatımda 3.kez
peygamber devesi gördüm.
Bahçenin duvarında,
Sokak lambası ışığında
Dans ediyor gibiydi
Durdurdum köpeğimi
Telefonun kamerasını açıp bir fotoğraf çektim
Sonra videoyu açıp çekmeye başladım
Yaptığım şeyden rahatsız oldu
Duvardan aşağı indi ben kaydetmeye devam ederken
Kafasını çevirip üçgen kafasıyla bana baktı
Kameraya bakıp
Hayırdır arkadaşım neyi çekiyorsun der gibiydi
Gezinti sırasında o hep aklımdaydı
Dönüşte yolumu o duvardan geçirdim
Onu gördüm aynı yerdeydi
Tam o sırada karşıdan gelen bir köpeğe yol vermek için karşıya geçtim
Sahibiyle selamlaşırken sesimi duyup kaçmış
Oturdum Peygamber Develerini araştırdım. Satışı yasaklanmış haberlerini gördüm. Peygamber devesi neden satılsın ki? dedim içimden.
Özellikle canlı yem olarak çekirge, unkurdu gibi canlıları avlayıp yemesini izlemesi aşırı keyifli.
demişti satış ilanlarının birinde.
Sembol kitaplarında birşey bulamayınca chatgptye sordum.
"Peygamber devesi" adı verilen böcek, birçok kültürde farklı sembolik anlamlar taşır. Genel olarak, peygamber devesi meditasyon, sabır, dikkat ve maneviyatla ilişkilendirilir. Böceğin duruşu ve hareketleri, sükunet, sessizlik ve gözlem yapma yeteneği ile özdeşleştirilir. Ayrıca, avını yakalamak için uzun süre hareketsiz kalabilmesi, sabrı ve stratejik düşünmeyi temsil eder.
Bazı kültürlerde ise peygamber devesi, manevi rehberlik veya ilahi bir mesajın sembolü olarak görülür. Bu nedenle, bu böceğin görünümü genellikle bir uyanış veya farkındalık işareti olarak yorumlanır.
dedi hazreti chatgpt.
Hayatta tesadüf olmadığına inanan ben, peygamber deveme isim bile koydum. Lilith. O artık benim hayvanımdı:)
Aynı buraya ilk taşındığımda gördüğüm arı kuşum gibi.
Hayatta tesadüf yoktu ve peygamber devesiyle bekle diyordu bana hayat.
Sabırla avını, doğru anı bekle.
Çok dolgun sinekler, solucanlar, kurtçuklar olabilir.
En büyük çekirgeyi alacaksın bekle.
Bu kendime anlatılması gereken bir şeydi.
Kaç yaşındaki kendim okuyorum bunu bilmiyorum ama bu sayfaya en son 10 yıl önce yazmışım.
Yani artık 50sindeyim.
İstanbulun en iyi ve en yakışıklı Djyiyle evlendim :)
Aynen Fg Radyoya girip bakıp en iyisini alıp çıktım diyebilirsiniz :)
Dünyalar tatlısı bir kızımız, manyak bir kedimiz, yalak siyah labradorumuzla bahçe katı evimizde sıradan bir hayatımız var.
Ben bir süre çanta boyadım sattım, bir süre eğitim ve seanslar yaptım. Yaşam Koçluğu, Aile Dizimleri ve gördüm ki İnsanların Dünyadan haberleri yok. Değişimin dışardan geleceğini sanıp dışarda aradıkları için de sürekli arayıştalar.
O alana da aynı Fgye girdiğim gibi girdim. Kendi alanımı, karmalarımı temizledim, hediyelerimi aldım ve çıktım.
Talep var ama ...
Kim bilir o yolları aynı hevesle yürür müyüm? diye fısıldıyor kulağıma Ebru Gündeş
Ne o çıldırdığım aile dizimi, ne innerspeak, ne sarkaç... Başkasıyla uğraşasım pek yok.
Benden böyle bir beklenti de yok zaten Dişi kuş olarak yuvayla ilgileniyorum.
Altan haftanın günü sabah 4e kadar çalışıyor.
Yani Dj kocaylayız diye o klüp senin bu konser benim gezmedik, koyduk çocuğu icabında :)
Gayet Domestik bir anne hayatı yaşıyorum.
Çanta boyarken, ilaç şirketinde müdür olmuş bir arkadaşım benle ay pek domestik olmuşsun şekerim diye dalga geçmişti de üzülmüştüm.
Şimdi şöyle düşünüyorum. Amaaan domestiğim arkadaş var mı :)
İyi ki de öyle.
Saçma sapan bir şirkette dört duvar arasında daracık kıyafetler topuklularla takılmaktansa, Yangin bokunu toplamayı tercih ederim.
Yaş 50 (18 de son 5 senedir 50 diyorum)
Kilo 50
Aile ferdi sayısı 5
15 Eylülde girilecek enerji 5
Ne alaka demeyin sayılarla dans eden kadınım ben alışırsınız buna da.
Altan filmi açtı
Şeftalisini yemeye bile başladı.
Tekrar yazıcam.
Baylarsize